Tanıtım

KADIN VE AİLE ÇALIŞMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Günümüz toplumlarında yaygınlık gösteren bireyselleşme eğilimleri, kişinin aileden uzaklaşmasını da beraberinde getirmektedir. Geleneksel bağların toplumsal hayat üzerinde etkinliğini kaybetmesini de içeren bu süreç, sosyal yaşamda pek çok sorunun ortaya çıkmasına zemin sağlamaktadır. Kuralsızlık, şiddet ve anomi bahsedilen sosyal sorunlardan sadece birkaç tanesi olarak değerlendirilebilir. Ailenin sosyal uzlaşmayı sağlamadaki anahtar rolü, onun sosyal değerlerin kuşaklar boyunca aktarımını gerçekleştirmesinde somutlaşmaktadır.  Bireyselleşme ile bu aktarım sıkıntıya girmekte ve bahsedilen çatışma ortamı var olmaktadır.  Özelde ailenin, genelde ise toplumun karşı karşıya olduğu bu sorun, ailenin ve onu oluşturan tüm üyelerin desteklenmesi ile ortadan kaldırılabilir. Bu çerçevede kadın-erkek, çocuk-genç-yetişkin-yaşlı şeklinde gruplandırabileceğimiz aile üyelerinin her birinin karşı karşıya olduğu problemlerin belirlenmesi ile ailenin varlığının uyum içinde devam etmesinin sağlanması mümkün olabilir.

Bilişim ve iletişim teknolojilerindeki hızlı dönüşümler, farklı sosyalliklerin deneyimlenmesi sürecini beraberinde getirmektedir. Geleneksel aile merkezli kontrol ve gözetim, söz konusu ortamlarda etkisini giderek kaybetmektedir. Çocuk ve gençlerin istismarı, kadın istismarı, yaşlı ve engelli kişilerin istismarı bu sosyalliklerde sıklıkla karşılaşılan sorunlar arasında yer almaktadır. Bu konuda,  gerek bedensel gerekse bilişsel olarak gelişimin erken aşamalarında olan çocukların ve ileri yaş sebebi ile fizyolojik ve mental olarak önemli sınırlılıklar deneyimleyen  yaşlı nüfusun, gerekse tüm toplumun korunması önemli bir gereksinim olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede aile üyelerinde farkındalığın sadece tutum ve bilgi alanlarında değil; aynı zamanda davranışlarda da oluşması, bahis konusu olan sorunun kontrolünde önemli bir aşama olacaktır. Bu noktada, Merkez aracılığı ile dijital alanlarda deneyimlenen siber zorbalığın önüne geçme yönünde çalışmalar yapılarak bu sorunun kontrolünde dikkate değer ilerlemeler sağlanabilir.

İletişim teknolojilerinin yaratmış olduğu ve çeşitli sosyal alanlarda sıklıkla karşılaşılan bir diğer problem ise değerlerin erozyona uğraması şeklinde isimlendirilebilir. Geleneklerin koruyucu ve yönlendirici işlevi, farklı sosyal medya ortamlarında etkisiz hale gelmekte; mahrem algısında önemli kırılmalar ortaya çıkmaktadır. Değerler, insan birlikteliklerinde bir arada olmayı sağlayan önemli mekanizmalardır ve yokluğu daha önce belirtildiği gibi yozlaşma ve  kaos ortamlarının oluşmasına zemin sağlamaktadır. Ailenin denge içinde varlığını devam etmesine katkı sağlamayı amaçlayan bu Merkez ile, değerlerin gündelik hayattaki öneminin toplumu oluşturan üyeler tarafından  yeniden fark edilmesine katkıda bulunmak mümkündür.

Ülkemiz özelinde giderek fazlalaşan şiddet ve boşanma, aile kurumunun, üyelerini birbirine bağlayıcı ve destekleyici özelliklerinin unutulmaya başlanıldığının sonucu olarak kabul edilebilir.  Buna ek olarak gerek ülke sınırları içinde  gerçekleşen gerekse ulusal sınırları aşan göç olayları farklı kültüre ait insanları bir araya getirmektedir. Çankırı da iç ve dış göçün alındığı ve verildiği bölgelerden biri olarak kabul edilmektedir. Böylesine kitlesel nüfus hareketleri, aile birlikteliğinin değişimini de ortaya çıkarmaktadır. Farklı kültüre ait insanların bir araya gelmesi hem olumlu ve hem de olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir.   Bu çerçevede bu Merkezin temel amacı ailenin iyiliğini ön plana çıkarmaktır. Bahsedilen etkenleri de dikkate alarak bu konu ile ilgili plan ve politikalara katkıda bulunmaktır. Bu hedefi gerçekleştirmek için Merkez, Üniversite ile Çankırı İli arasında köprü görevini de üstlenmeyi istemektedir.

Sosyal sorunların çözümü ile ilgili politika uygulamalarının değerlendirilmesi ile ilgili olarak son on yıllarda, tepeden inme politikaların (top to down) sınırlılıklarının eleştirildiğini ve tabandan beslenen politikaların (bottom to up) kapsayıcı ve uzun süreli olma özellikleri nedeni ile tercih edildiğini söylemek mümkündür. İlk sırada yer alan anlayışa yöneltilen eleştirilerden belki de en önemlisi, sorunları yaşayanların edilgen kurbanlar olarak tanımlanmasıdır. Tabandan hareket etmeyi önemseyen bakış açısına göre, sosyal sorunlar sadece kurbanlar yaratmamakta; aynı zamanda bu sorunların çözümü için kaynak olacak kişileri de ortaya çıkarmaktadır. Algıdaki bu ciddi farklılaşma sosyal sorunları deneyimleyenlerin aynı zamanda bahis konusu olan sorunların çözümünde kilit rol taşıdığını önemsemektedir. Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, yukarıdan inme politika yerine tabandan beslenmeyi öneren anlayışı zeminine yerleştirerek, Merkezin ve temsil ettiği Üniversite’nin Çankırı İli ve halkı ile birlikte ve birbirlerinden öğrenerek sosyal sorunların çözümünde çalışmaya büyük önem vermektedir.

Bahsedilen gerekçe ve hedefler ile yola çıkan Merkez,  T.C. Resmi Gazete’nin 17 Ağustos 2021 tarihli sayısında yayınlanan Yönetmelik ile resmi olarak kurulmuştur.